Her birimiz yaşantımızın pek çok alanında sorunlarla karşılaşmaktayız. Bunlara verdiğimiz tepkinin niteliği yaşam düzeyimizi, sağlık ve mutluluk katsayımızı oluşturmaktadır. Zihinlerimizin olumsuz yorumları ise bazen yıllarca sürer. Bu yorumlar devam ettikçe, alışkanlık haline dönüşür ve düşündüklerimiz bizleri mutsuzluğa, başarısızlığa, çeşitli rahatsızlıklara sürükler. Oysa zihnimizi bilinçle, farkındalıkla, olumlu düşüncelerle programlamamız mümkün. Üstelik yalnızca parmak uçlarımızı kullanarak.
Klinik Psikolog Dr. Roger Callahan, doğu tıbbı üzerine yaptığı araştırmalar sırasında kötü anıların, travmaların ve olumsuz deneyimlerin yarattığı düşüncelerin bedende enerji sistemini etkilediğini fark etti. Geliştirdiği bir yöntemle (akupunktur noktalarına benzer şekilde), vücutta bir dizi noktaların üzerine hafifçe vurularak bedenin enerji sistemini normale dönüştürdüğünü, yersiz korku ve endişelerin azaldığını; hatta tamamen kaybolabildiğini gördü. Callahan bu terapi yöntemini geliştirip düşünce alanı terapisi adını verdi. Daha sonraları öğrencilerinden Gary Craig adlı bir mühendis bu yöntemleri daha da basitleştirip herkesin kullanabileceği hale getirdi ve yöntemi EFT olarak adlandırdı.
İngilizce de “Emotional Freedom Techniques” olan EFT, Türkçe ise “duygusal özgürleşme teknikleri” anlamına gelmektedir. Bu teknikler, kişinin enerji bedeninde oluşmuş duygusal tıkanıklıkların açılmasında kullanılmaktadır. EFT uygulamalarının kökeninde Çin tıbbının tanımladığı akupunktur ve akupresür gibi kavramlar ve ilkeler yatar. Bugün gitgide yayınlaşan, hem kişisel olarak, hem de terapistler tarafından kullanılan bu teknik kolay öğrenilip, kolay uygulanmaktadır.
EFT; olumsuz duygu ve düşüncelerin yerine, yeni olumlu düşünce modelinin zihne yerleştirilmesini sağlar. Meridyen sistemindeki tıkanmaları gidererek; enerji alanında yer alan çok ince katmanlarla birlikte olumsuz ve kötü anıları zihinden silmeye yardımcı olur.
EFT’yi kişi, kendi kendine kolayca uygulayabilir. Sonuçları ise, hızlı ve de kalıcıdır. Soruna bağlı olarak başarı oranı; % 85-97 arasında olduğu uzmanlarca belirtilmiştir.
EFT “geleneksel algılayıştan” çok farklı olduğu için haklı olarak şüpheyle karşılanmaktadır. Aslında incelediğinizde güvenilir bilimsel tekniklere dayandığını ve büyük bir yenilik olduğunu sizde fark edebilirsiniz.
Uzmanlarca Epilepsi, bipolar kişilik bozukluğu, şizofreni rahatsızlığı olanlar için önerilmemektedir.Bu gibi durumlarda öncelikle EFT’nin terapist ve doktor işbirliği ile kullanılması önerilir.
EFT ve Reiki gibi yöntemler tıbbın ya da psikoterapinin yerini tutmazlar. Bu yöntemler bireysel çözüm olanaklarını arttırırlar. Tıbbi tedaviyi sürdürürken bunlardan da yararlanabilir ve iyileşme yollarınızı güçlendirebilirsiniz.
Kederlerinizi neşeye, sınırlayıcı inançlarınızı özgürlüğe, yargılarınızı sevgiye dönüştürmeniz dileğiyle…
Öncelikle kendimde, ihtiyacım olduğunda birden yaşamıma giren bir yöntem oldu. İşlerliğini deneyimleyince; sonrasında tekniği ihtiyacı olanlara seçenek olarak sunuyorum.